Anızın Yakılmasının Organik Bala etkisi

Türkiye’de hububat hasadı gerçekleştirildikten sonrasında toprakta kalan nebat saplarını yok etmek amacı ile yapılan bitki saplarının yakılması işlemine anız yakma denilmektedir. Trakya Bölgesinde de ayçiçeği bitkisinden çiçek balı alındıktan sonra hasat edilen ayçiçeğinden sonra bitkinin toprakta kalan beden kısımlarını çiftçiler yakmaktadır.

Bitki saplarının yakılması esnasında Ayçiçek tarlalarındaki yararlı olan mikroorganizmaların yanarak yok olmasına neden olmaktadır. Yararlı mikroorganizmalar yok olduğundan toprağın verim azalır ve verimi de giderek düşer. Tahrip olan toprak sebebiyle naturel afetlerden korunmakta fazlaca güç hale gelir. Orman yangınları meydana gelerek toprak ve bitki için gerekli olan parazitler de yok olmuş olur.  Bir öteki önemli unsur olan ve polinasyonu sağlayan bal arıları da bu yangınlar sonucunda yok olabilmekte ve organik olarak bal verimine büyük zarar vermektedir. Kovandaki mevcut sayı düştüğü için bal verimi de bu oranda düşüş göstermektedir.

Polinasyonun büyük çoğunluğunun bilinmiş olduğu üzere arılar ve böcekler yardımıyla gerçekleştiği ve anız yakma sebebi ile yok olan böcek ve bal arılarının polinasyonu gerçekleştirememesi sebebi ile bitkilerinde yeniden yetişip boy göstermesinde azalma meydana gelmektedir.

Bu yazımızdan anlaşılacağı üzere anız yakmanın hem çiftçinin üretimine negatif tesirinin olduğu bununla birlikte böcek ve arı popülasyonuna zarar verdiği görülmektedir. Bitkiler içinde polinasyon gerçekleştirilemez ise itkilerdeki üreme yavaşlar ve çiftçi de istediği verimi elde edemez. Toprak veriminin düştüğünü de unutmamak gerekiyor. 

Kaliteli Bal Üretimi

Türkiye’de averaj 3,6 milyon kayıtlı olan arı kovanı mevcuttur. Arı kolonisi bakımından Türkiye Çin’den sonra kestane balı  üreticisi olarak ikinci sırada yer almaktadır. Türkiye ve Çin Ülkelerinin dışında Rusya, ABD Birleşik Devletleri, Kanada, Hindistan, Pakistan benzer biçimde ülkelerde de bal üretimi gerçekleştirilmektedir. Arıcılıkta bal arısı koloni adedi kadar bir kovandan elde edilen bal verimi de oldukca önemlidir.

Türkiye’de bir bal arısı kolonisinin verimi ortalama olarak on yedi kilo olarak belirlenmiştir. Bu verim yurt dışındaki arıcılarda kovan başına değişkenlik göstermekle beraber otuz ila elli kilogram ortalama bal alındığı bilinmektedir.

Türkeye’deki bölgeler bazında üretime bakıldığı vakit Doğu ve güney doğu bölgelerinde bal üretimi Türkiye’nin en arkasında bulunmaktadır. Bu bölgelerde organik bal verimini arttırmak için hırçın ar olarak tabir ettiğimiz saldıran arı cinsinden, bal verimi düşük olan arı türünden, oğula gitme eğilimi yüksek olan arı kolonisinden uzaklaşarak verimi yüksek olan, ana arısı iyi döl veren, oğula gitmeyen ve hırçın olmayan ana arılar tercih edilmeli ve ırk değişimi gerçekleştirilmelidir. Hem de tecritli kovan değidiğimiz sepet, karakovan, kaya tipi kovanlardan vazgeçilmeli ve modern kovan dediğimiz langstroth tipi kovan modeline geçiş yapılmalıdır. Arıcılarımız eski yöntemlerini kullanmayı bırakmalı, arıcılık yönünden eğitim almalı ve çağıl yöntemleri kullanarak organik balı elde etmenin yoluna bakmalıdır.

Yukarıdaki bu hususlara dikkat edilerek organik bal verimi arttırılabilir.

Organik Balın Toplanması

 Organik hayıt balı, çiçeklerde ve bitkilerde bulunan nektarın kısaca bal özünün ve kimi nebat usarelerinin yahut bitkiler üzerinde yaşam süren bazı böceklerin salgılarından oluşan tatlı maddelerin arılar tarafınca kovanlara taşınıp depolanması ile meydana gelen üründür. Taşıma ve depolama işlemleri süresince bu tatlı maddelere arıların bünyesinde çeşitli birtakım işlemler sonucunda bal özelliği, niteliği kazanmıştırrılmaktadır. Çeşitli işlemler ile bal niteliği kazandırılan nektarın bu vakasına balın olgunlaşması denebilir. Bal özü kaynağından olgunlaşmamış bal, su ve şeker karışımı olarak alınır ve kolonide bunun suyunun bir kısmı uçurularak depolanır. Depolama işlemi petek gözlerinde yapılır ve bu gözlerin üzeri bal mumu ile sırlanarak balın dış ortam ile ilişkisi kesilir. Tam sırlanmış veya ¾’ü sırlanmış balların kovandan alınma zamanı gelmiştir. Süzme bal yapılacak ise sırlar, sır tarağı veya sır bıçağı ile alınarak santrfüjlenir. Petekli bal olarak tüketilecek ballarda ise peteklerin tüm bunlarnın sırlanması esas alınmalıdır. Ek olarak peteğin görünüşünün iyi olması gerekmektedir. Koyu renkli petekler, kalınca temel petek bulunan çerçeveler, petekli bal olarak ayrılmamalıdır. Petekli bal üretimi için özel yöntem kullanılması gerekmektedir. Bal hasadında, gezginci arıcılık yapanların arılarının yerlerini değiştirmeden önce ballarını hasat etmeleri, balların birbirine karışmaması ve arıların rahat bir şekilde nakli için önem taşımaktadır. Bal hasadı, nektar akımının azalmaya başladığı günlerde yapılmalıdır. Aksi biçimde fazla yağmacılık sebebiyle bal hasadı zorlaşacaktır.

Baldaki Polen Analizi ile nebat Tayini

Bal arıları bitkilerden aldıkları bal özü ile organik ve organik bal elde ederler. Elde edilmiş olan balın içerisinde nektar özü alınmış olan bitkiden aynı zamanda polen tozu da alırlar ve bu polenler balın içine de karışır. Laboratuvar ortamında yapılabilen polen analizi bir tek bu yöntemle tespit edilmez. Fakat güvenli bir yöntem olduğu da yadsınamaz bir gerçektir. Kestane Balının içindeki polen analizi ile organik balın kalitesi konusunda da geçerli veriler elde edilebilir. Bu çözümleme yardımıyla bununla beraber bala güzel koku veren, tad veren, balın geç kristallenmesi elde eden bazı özellikler saptanabilir.

Balın standardını bozan, bala kötü koku ve tat veren veya çabuk kristallenmesi elde eden etkili maddelerin hangi bitki türünden kaynaklandığı da öğrenilebilir. Bu şekilde bitki türünü de tespit etmek mümkündür. Balda meydana getirilen polen analiz ile balların sınıflandırılması da mümkün olabilmektedir.  Örneğin bal tahlili meydana getiren firmalar hangi polenin hangi bitkiden geldiğini tespit edebildiği şeklinde farklı polenleri de tepsit edebilmektedir. Analiz neticesinde organik balda hangi nebat poleni fazla ise o bitkinin balı olduğu tespit edilmekte ve bitki popülasyonunun hangisinin çoğunlukta olduğu anlaşılabilmektedir. Yurtdışındaki bal satışlarında polen analizi ile balın kalitesi, menşei belli olmakta ve tüketici tercihini bu verilere gore gerçekleştirmektedir. Ülkemiz de ise polen analizi tayini üreticiler tarafınca pek dikkate alınmamaktadır. Naturel olarak da bu konudaki veriler oldukça az sayıdadır.

Ballı Karışımlar

Ihlamur Balın vücuda bir oldukça yararının olduğu bilinmek ile birlikte bir takım kurutulmuş meyve ve baharat ile karıştırılarak tüketildiğinde farklı etkilere sahip olabilmektedir.

Gelin bu ballı karışımlardan bir kaçına bakarak ne benzer biçimde yararlarının olduğuna göz atalım.

Bal ve limon karışımı: organik balın içine kesilip atılan limon soğuk idraklığına birebir iyi gelmektedir. Balın içine turunçgiller ile beraber biraz da zencefil atılmış olduğunda mikroorganizma kaynaklı hastalıklardan korunabileceğiniz gibi soğuk idraklığı ve gribe karşı da önlem almış olursunuz.

Bal ve tarçın karışımı: Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek istiyor iseniz ne olursa olsun bal ve tarçını karıştırarak tüketmelisiniz. Bir başka yararı ise kalp ve damar rahatsızlığını hafifleten bir oluşum olduğu bilinmelidir.

Bal ve zencefil karışımı: Zencefil enfeksiyon iyi geldiği için anti enflamatuar etkiye sahiptir. Dolaşım sistemini rahatlatır ve mide hastalıklarına balla beraber iyi gelir.

Bal ve karanfil karışımı: Karanfilin içindeki Eugenol maddesi normal kaynaklardan yirmi kat daha fazladır. Diş ağrılarının hafiflemesine yarar sağlar.

Bal ve Elma Sirkesi: Özellikle mide rahatsızlığı olan ve reflüsü olanların bu karışımı tertipli olarak tüketmesi tavsiye edilir. Rahatlatıcı etkiye haiz bu karışım mineral emilimini arttırır.

Bal ve yoğurt karışımı: Yoğurt içerisinde fazlaca yararlı probiyotiklerin var olduğu herkesce bilinmektedir. Vücuttaki pH dengesini yerine getirir ve ciltteki sivilcelerin kurutulmasına yarar elde eden bir karışımdır. Yüzünüze bal ve yoğurt maskesi yapabilirsiniz.

Son olarak da ballı zencefil karışımı günde üç defa tüketirseniz ağızdaki yaralardan kurtulmuş olmuş olursunuz.

Kovandaki Gıda Stokları

Arıcılık malzemelerinin başı ve organik kestane balının fabrikası olan kovanda canlılar yaşar ve tüm canlılarda olduğu şeklinde bal arılarının da besine hayatlarını devam ettirebilmek ve çeşitli sebepler ile gereksinimlerı bulunmaktadır. Gıda stokları ise bu ve buna bağlı pek çok sebepten azalabilmektedir. Sadece belli başlı azalma sebeplerini şöyle sıralayabiliriz;
1. Hava şartları negatif gittiğinde arılar besin toplamak için dışarı çıkamaz ve bitkilerden beklenen özler kovana gelmez bu durumda da arılar mevcut gıda stoklarını tüketmeye başlarlar.
2. Arılara kış mevsimi için meydana getirilen gıda stoklarının son bahar mevsimde tüketilmiş olması da besin stoklarını etkileyen bir öteki durumdur.
3. Arıcıların son bahar mevsiminde olması gerekenin üzerinde bir bal veriminin elde etmiş olması kovan içerisindeki stoklar için olumsuz bir konum olarak karşımıza çıkmaktadır.
4. Tarlacı arıların haiz olduğu sayıda büyük oranda düşüş yaşanması bunun sebebi olarak da ziraat ilaçları gösterilmektedir. Bu durumun sonucu olarak da besin stoklarına katkı yapılamaması stokların azalmasında fazlaca etkili bir sebep olarak gösterilir.
5.Kış mevsiminin ortalarına doğru yumurta bırakma durumunun tekrar başlaması ve yavruların sıcaklık durumunun sağlanması bununla birlikte de bu durumun durağan kalabilmesi açısından besin gereksinimi doğmaktadır. Bu gıda teminini de stokta olan gıdalardan giderdikleri zaman kovan içerisindeki besin stoklarında azalma olduğu görülmektedir.
Arılara her ihtimale karşı yedek besinlerin bulunması yaşamlarını devam ettirebilmeleri için şarttır.

İlaçlık Balın Faydaları

•             Doğu Anadolu illeri dolaylarında yetiştirilmekte olan karakovan balı bu yörede ilaçlık bal ismi ile de nitelenir. Kütük balı mikrop kırıcı özelliğe kısaca antiseptik bir yapıya haizdir.

•             Kansere, kalp damar hastalıklarına ve daha bir çok hastalığı iyileştirici özellikte yüksek bir antioksidan seviyesi mevcuttur.

•             Boğazca enfeksiyonları, nezle, grip yahut soğuk algınlığı benzer biçimde hastalıklar için iyileştirici ve koruyucu özelliğe haizdir. Bu söylenilen özellikler kanıtlanmış özellikler olmaktadır.

•             Göz hastalıklarını iyileştirici etkisi kanıtlanmış olup enfeksiyon gibi durumlarda kullanılmaktadır. Göz koruması için de çok etkili olan bu organik balın kullanımı uzmanlar tarafından da önerilmektedir.

•             Her organik bal çeşidi gibi kara kovan balı da sağlıklı, parlak bir cilt için açılan bir yol niteliğindedir. Yüzdeki sivilceler, her türlü iz ve siyah noktalar için kullanılabileceği benzer biçimde kurumuş saçlar için de birebir tedavide kullanılır.

•             Sindirim sistemi ile ilgili sorunlar için de bir çözüm yöntemidir. Mideyi rahatlatır ve güçlenmesine destek verir.  İştah problemi çekenler için vücut direncini yükselterek güç ve zindelik hissi verir.

•             Kilo sorunu yaşayanlar için de verdiği tokluk hissi ile kilo verimine destek sağlar.

•             Boşaltım sistemindeki sorunlar için de fazlaca uygun bir kullanım gerektirmektedir. Örnek olarak kabızlık giderici, prostat hastalığı için, ishal kesme için çok iyi gelmektedir.

•             Spor ile uğraşanlamış olur için şüphesiz ki bir enerji kaynağı olarak nitelenebilir. Tıkanık damarların açılması için de kullanımı vardır.

Bal Şurubu

 Bal şurubu çok uzun sürelerden bu yana evlerde üretilen oldukça faydalı bir içecektir. Osmanlı Devleti vakitinda saray mutfaklarından sofralara gelen ve ne olursa olsun yerini alan organik bal şerbetinin hazırlanması da fazlaca kolaydır.

Bir kase içerisine konulan altı bardak suyun içine yavaş yavaş bal ilavesi yapılıp karıştırılarak suyun içinde erimesi sağlanır. Daha sonra ince dilimler halinde limon ve elma kesilerek içerisine atılır. Buzdolabında bir süre bekletildikten sonrasında rahatlıkla içilebilir.

Bal şerbetinin vücuda faydaları da saymakla bitmez. Bal insan vücudunda saçlara, cilde, vücuttaki iç organlara saymakla bitmeyen faydaları mevcuttur. Şarkıcılar şarkılarını söylemeden önce yapılan bal şurubundan içerler ise boğazları yumuşar şarkı söylemekten ötürü oluşacak olumsuzlukları ortadan kaldırır.

Bal şerbeti içildiğinde kilo vermeye yardımcı olmaktadır. Bir oldukça insan bal şerbetinin kalori bakımından yüksek olacağını düşündüğü için tüketmeyi sakıncalı bulabilirler. Bal şerbeti iştahı bastıracağından fazla yemek yenilmesinin önüne geçmeye fayda sağlar. Bu da uzun solukta zayıflamaya destek sağlar.

Balın içerisindeki antibakteriyel özellik sebebiyle bakterilerin gelişmesini engeller. Balın içerisindeki enzim, vitamin ve mineraller sebebiyle bağışıklık sistemini naturel yöntemle güçlendirmeye yaramaktadır. 

Bir bardak sıcak su ile bir tatlı kaşığı bal karıştırılıp aç karnına içildiğinde sindirim sistemini hareket geçirip rahatlatıcı tesirinin olduğu görülmüştür. Bilindiği üzere mide asidik bir ortamdır. Midedeki asit dengesini düzenler. Bağırsaklardaki nem dengesini düzenler. Kabızlık problemi çeken bir insanda sindirim sistemini düzenler.

Bal Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Bilinen çok eski zamanlardan bu yana merhem yapımında ve yiyecek olarak tüketilen kestane balının pek çok bilmeyen etkilerinden istifade edilmekte idi. Bu özelliklerden bazıları insanoğlu tarafında yaygın olarak bilinmekte fakat bir takım bilgiler ise insanlık hala bilmemekte. Bugünkü yazımızda da bunlardan bahsedelim istedim. Balın ilk kullanım zamanı yüz elli milyon yıl önce Mısırlılar tarafınca keşfedilmiş ve mısır hiyerogliflerinde bal mevzusunda bir takım yazılar yazıldığı yapılan kazılar neticesinde ortaya çıkmıştır. Mısır halkı alış verişleri esnasında balı takas aracı olarak kullanmışlardır. Doğrusu bu günkü para değerinde kullanılmıştır. Ek olarak Mısırlılar balı ilaç yapımında da kullanmışlardır. 11. Yüz yılda ise Alman Köylüleri güçlü derebeylerine ödeme yapar iken balı kullanmışlar ve bu zamanlarda balın kullanımı daha revaçta olmuştur. Yunanlılar ise balın çok kıymetli olduğu düşündükleri için tanrılarına armağan etmişler ve ölü ruhlarını korumak için tanrılarına armağan etmişlerdir. Günümüzde de çok yaygın olarak kullanılan bal açık yaraların kapanmasında, tahriş olmuş bölgelere kullanılarak iyileştirici tesiri olduğu bilinmektedir. Bir gün içinde üç kez bal yenile biliniyor ise bal yaşlanma etkilerini azalttığı şeklinde mide hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir. Eğer bir böcek tarafından sokulduğunuzda veya bir arı tarafınca sokulduğunuzda kaşıntınız var ise bal sürerek oradaki kaşıntıyı ortadan kaldırabilirsiniz. Boğazca ağrılarından muzdarip iseniz bir parça petekli balı çiğneyip yer iseniz boğazda birazcık da olsa rahatlama hissedersiniz.

Bal Ve Çörek Otu İkilisi

Organik bal ve çörek otu karışımı midedeki asitlenmelere iyi gelmektedir. Bu durum için doğal bir çözüm olarak karşımıza çıkan bu karışım ilaç kullanımını engellemektedir. Midedeki asitlenmeden dolayı ve bu problemlere kalıcı bir çözüm oluşturulmadığı içindir ki sindirim sistemi ve hazımsızlık problemlerını karşımıza çıkarmaktadır. Tüm hastalıkların organik bir çözümü olacağı unutulmamalı ve tüketimlerimizi de ona gore düzenlemeliyiz. Özellikle sindirim sistemi rahatsızlıkları için tıbbi ilaç kullanımı kesinlikle vücudumuzdaki başka bir düzeni bozmakta veya bir organın işlevini tamamen yitirmesine sebep olmaktadır. Bu işlev bozukluğu yahut tamamen yitirme durumunun bazı zamanlarda geri dönüşü mümkün olmamaktadır. Organik tedaviler için aynı şeyler söylenemez. Naturel tedavilerde tıbbi ilaçların tam tersi olarak bir yeri iyileştirirken öteki yerleri de iyileştirip yarar sağlamaktadır. Bal ve çörek otu karışımı hazımsızlık ya da sindirim problemi yaşayan insanoğlu için oldukca kullanım açısında sık önerilmektedir. Çörek otu ya da çörek otu yağı da kullanıma sunulmaktadır. Tüketim ve tat açısından hiçbir zorluk çekmeden kullanılan bu ikili hazımsızlık problemini kökten çözmektedir. Bağışıklık güçlendirmeye de ek olarak yararı bulunan organik balın gene bu maddelerle de karışımı bu konuda da kullanılır. Çağımızın hastalığı olan kanser için de çörek otu ve bal karışımı uzmanlar tarafınca önerilmektedir. Kolesterol ve gerilim şeklinde hastalıkların tedavisinde de kullanılan bu bitkisel yağın kullanım yelpazesi oldukca geniştir.

Balın Bilinen Özellikleri

Tüm arıcılarımızın da bildiği şeklinde balın oluşumu bir takım aşamalardan geçtikten sonra gerçekleşmektedir.  Organik bal Apis melifera olarak adlandırın tarlacı işçi arıların kovandan belli zamanlarda çıkarak çiçeklerin bitki özlerinden ve bazı bitki salgılarından aldıkları balın özü denilen nektarı topladıktan sonra kendi vücutlarındaki bir takım bileşenlerle sentezleyip petek gözüne koymasıyla meydana gelen kıymetli besin maddesidir. Petek gözlerine bırakılan bal ilk etapta oldukça suludur ve kovan içerisinde bir ekip işlemlerden geçirildikten sonrasında daha olgun hale gelmektedir.

Balın kendi yapısından dolayı herhangi bir katkı maddesine, tatlandırıcı şeklinde extra bir içeriğe gerek kalmadan doğal ve saf haliyle tüketmek en doğrusudur.

 Organik bal, bir çok bileşeni  içermek ile birlikte muhteviyatında bir ekip şekerler, enzimler, organik asitler, fenolik denilen yağlar, amino asit bileşenleri,  bir çok vitamin ve mineral maddeleri de içeren karmaşa bir oluşumdur.

Organik bal 1 yaşın altındaki çocuklarda kesinlikle kullanılmaması gerekmektedir. Bunun sebebi bir yaş altı bebeklerde bağışıklık sistemin tam olarak gelişmemiş olmasından kaynaklanır. 1 yaşından sonra bala karşı alerjisi olmayan tüm bireylerin bal yemesi tavsiye edilebilir. Soğuk algınlığı gibi gribal enfeksiyonlarda anti mikrobiyel ve anti bakteriyel özelliğinden dolayı insanlarda doğal antibiyotik etkisine sahiptir. Balın malum bir sürü etkisinin olduğu Türk besin Kodeksine göre sınıflandırılarak belirtilmiştir. Türk gıda Kodeksinde bal kimyasal bileşenleri ve genel özelliklerine göre nitelendirilmiştir.