Organikbal, en az
3000 seneden beri çeşitli birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmıştır.
Yakın zamanlarda yapılan araştırmalar da balın mucizevi olan etkilerini açığa
çıkarmaktadır. Organik balın anti
mikrobiyal, antiseptik, osmotik, hidrojen peroksit ve asiditesine bağlı çeşitli
mi çeşitli iyileştirici etkileri olduğu tespit edilmiştir.
Bal, temel anlamda 2 monosakaritin
yoğunlaşmış bir karışımıdır. Bu karışımda ise su etkisi az olduğundan dolayı
yani su moleküllerinin çoğunluğu monosakaritlere bağlı oldukları için
mikroorganizmaların hayatta kalmasını sağlayacak nem ve sudan yoksun
durumdadır. Bundan dolayı balda hiçbir şekilde mikroorganizma canlı kalamaz. Bu
sebeptendir ki bal, yüzyıllardır yanık, yara ve deri ülserlerini iyileştirmek
için kullanılmıştır.
Balın yüksek şeker oranı,
hipertonisitesini arttırdığı için etrafındaki bakterilerin suyunu hipertonik
alana çekip bakteri hücrelerinin büzüşmesini sağlar. Çeşitli araştırmalar balın
bir antiseptik olarak çeşitli bakterilere, örneğin staphylococcus aureus( MRS)
bakterisi, karşı etkili olabileceğini ortaya koymaktadır. Balın içerisindeki
hidrojen peroksit, tıbbi olarak kullanılan hidrojen peroksite üstündür. Balın
içerisindeki bu hidrojen peroksit aktif hala sulandırma sonucu gelmektedir.
Yani, bal yara üzerine sürüldüğünde hidrojen peroksit yavaşça vücut sıvıları
tarafından sulandırılarak etkili bir hale geçmektedir. Hem yavaş olarak
etkililik kazanması hem de tıbbi olan hidrojen peroksitten daha düşük
yoğunlukta olması, balın mikropları öldürüp vücut hücrelerinin zarar
görmemesini sağlamaktadır.
Bal, ph’ı 3,2 ile 4,5 arasında
olduğundan dolayı enfeksiyondan sorumlu bakterilern çoğalmasını önlemektedir. Organik bal içerisinde polifenol, yani
doğal antioksidan işlevinde olan madde barındırdığı için uzun dönem tüketimi
sonucu kanser önleyici olabilmektedir. Ayrıca içerisindeki demir, vücuttaki
zararlı oksijen radikallerini de zararsız hale getirmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder