Bilindik anlamı ile erkek arılar ana arının yumurtasını dölleyerek üreme etkinliğinin baş karakterinden bir tanesidir. Üreme mevsimi sona erdiğinde kovan içerisinde pek de bir etkinliğe sahip olmayan erkek arılar tam bir hazır yiyici konumunda yer almaktadır. Hazır yiyiciden kasıt kovan da üretilen organik balın ve işçi arılar tarafından kovan içerisinde getirilen besinleri hiçbir iş yapmadan tüketmektedir. Bu durum ise diğer arılar tarafından pek de hoş görülmeyen bir durumdur. Bu nedenle de kovan dışına sürüklenen erkek arılar artık kovan da yer bulamamaktadır. Erkek arı olarak bahsettiğimiz minik canlı bazı zamanlar ana arının kendi yumurtalıklarında ortaya çıkan iki farklı döllenmiş yumurta hücresinin sahip olduğu çekirdekler bir araya gelerek diploid bir yumurta hücresini meydana getirmektedir. Bu oluşma durumunda iki çekirdeği olan yumurta hücresinin bağımsız bir biçimde gelişimini sürdürerek ortaya çıkan kovan içi bireylere “mozaik erkek arı” tanımı getirilmiştir. Göz yapısının bazı bölümleri bakımından diploid olan mozaik erkekler Rothenbuhler ve Drescher tarafından ortaya koyulmuştur. Diploid bir zigottan kök almış bir göz dokusunun sahibi olan 37 tane belirgin biçimde olan mozaik erkek bireyleri izole etmiştir. Araştırmalara göre diploid dokuların parçaları yalnız olarak yaşayabilme gücüne sahip biçimde olan erkek arılar haploid biçimdeki dokusu ile birleştiği zaman yaşamını devam ettirebilmektedir. Bu durum da gösteriyor ki diploid doku e haploid doku yaşayabilmek için birleşmeleri gerekmektedir
30 Aralık 2017 Cumartesi
27 Aralık 2017 Çarşamba
Baldaki Antimikrobiyaller
Organik
bal, bitkilerin çeşitli özelliklerini nektarlarından alıp çok sayıda
fayda sağlayan bir besindir. İçerisinde antimikrobiyal özellik taşıyan bal,
yüzyıllardır kullanılan bir üründür. Bazı ballar diğerlerinden yüz kat daha
güçlü antimiktobiyal özellik göstermektedir. Olası antimikrobiyalerden
bahsedecek olur isek,
- Furanonlar
- Kafeik ve ferulik asitler gibi fenolik
asitler.
- Defensin-1, apidaisin ve abaesin, arıların
ballara kattıkları proteinlerdir.
- Metil glioksal, manuka ve jellybush (Soğuğa
dayanıklı, uzun ömürlü, yapraklarını dökmeyen, ilkbahar ve yaz başında
beyaz be yeşil çiçeklere sahip bir ağaç türü) balında diğer ballardan bin
kat daha yüksek seviyelerde vardır ve bu ballardaki bilinmeyen bir etki
artırıcı tarafından antibakteriyel aktivitesi yaklaşık iki katına kadar çıkarılır.
- Özellikle pinosembrin kadar iyi flavonoidler
- Hidrojen peroksit, ilave su ve glikoz
oksidaz enzimini harekete geçirirse üretilir. Çoğu balda bulunan
antibakteriyel aktivitesinin büyük bir bölümünden sorumludur.
- Şekerler.
Balda bulunan diğer içerik ise metilglioksaldır. Pek çok yiyecek
ve içecekte bulunan ve bağırsak bakteriyelleri tarafından da üretilen bir şeker
metabolizması yan ürünüdür. Manuka balındaki metilglioksal eşsiz manuka faktörü
(UMF) olarak isimlendirilir. Jellybush balındaki de eşsil çay ağacı faktöre
olarak adlandırılır çünkü UMF ticari bir markadır. Kimi jellybush balları ise
en zengin manuka ballarından daha fazla metilglioksal içermektedir. Tıbbi
kullanıma uygun olan ballar ise yalnızca minimum oranda ısıtılmaktadır ve sonra
mikroorganizmaların öldürülmesi için de ince bir filtreden ve gama ışınından
geçirilir.
23 Aralık 2017 Cumartesi
Bal ve Asitler
22 Aralık 2017 Cuma
Balda Bulunan Şekerler Hakkında
21 Aralık 2017 Perşembe
Krem Bal
Halk arasında birçok kez balın şekerlendiğine dair söylentiler duyarız. Organik bal şekerlenmez fakat kristalize olduğu için donma gerçekleşir. Gerçek balın kristalize olmasının birçok sebebi bulunmaktadır.
Öncelikle doğal bal oda sıcaklığında saklanması gereken bir besindir. Buzdolabına konulmaması gerekir. Balın donmasını engellemek için en kolay yöntem ilk etapta sıfır derecede saklayıp daha sonra on dört derecede bekletmek uygundur. Eğer donmuş olan balı daha akışkan hale getirmek istiyor isek benmari usulü denilen yönteme başvurulmalıdır. Benmari denilen yöntem suyun sıcaklığının kırk dereceyi geçmeyecek şekilde ısıtıp daha sonra balı bir kap halinde suyun içerisine konulmasıdır.
Türk Standartlarına göre bal şekerlenmiş, fondan ya da krema kıvamındaki bal şeklinde tanımlamıştır. Balın şekerlenmesi demek balın bozulması anlamına gelmemektedir.
Gerçek bal içerisindeki polen sebebi ile filitre edilmez ise geç ya da erken bir süre içerisinde tabandan tavana kadar donma gerçekleşmektedir. Balın içerisindeki su, glikoz, fruktoz, balın stoklanma koşulları ve baldaki polen tanecikleri balın kristallenmesine etki etmektedir.
Balın fruktoz şekeri düşüş gösterir iken glikoz oranında yükselme olması sebebi ile de balda şekerlenme meydana gelmektedir. Baldaki su ile glikoz oranı ikiden fazla ise çok az bir sürede şekerlenme meydana gelmektedir.
Bu yazımızdan anlaşılacağı üzere balın şekerlenmesi oldukça doğal bir olaydır. Baldaki şekerlenme kesinlikle balın kalitesine etki etmez.
Bal bir takım özel yöntemlere tabi tutularak krem haline getirilerek ekmeğe sürülecek kıvama getirilir.
Etiketler:
krem bal,
organik,
organik bal,
organik ürün
20 Aralık 2017 Çarşamba
Balın Bakteri ve Mantar Enfeksiyonları Üzerinde Etkisi
Bal, asırlardır kullanılan
bir madde olup arıların meydana getirmiş olduğu bir besindir. Halk arasında organik
balın soğuk algınlığı enfeksiyonlarının tedavisinde yardımcı olduğu ve
boğaz ağrısını da hafiflettiği yüzlerce yıldır bilinir bir durumdur. Balın bu
etkisinin yüksek şeker derişimine bağlı olarak ozmotik etkisi (ozmolaritesi)
düşük ph değeri ve içeriisndeki glikoz oksidaz enzimi vasıtası ile ortama
sağlanan hidrojen peroksite ve içeren bileşenlere (fenolik asitler,
flavonoitler, lizozim, katalaz) bağlı olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda bal
besini, sağlamış olduğu hidrojen peroksit vasıtasıyla yaraların mikroplardan
temizlenmesinde, arındırılmasında yararlanılan oksijenli su gibi mikrop
öldürücü etki yani antimiktobiyal bir etki yapabilmektedir. Balın çeşitli
mikroorganizmalar üzerinde etkinliği deneysel (in vitro ve in vivo) ve klinik
araştırmalar ile ortaya konulmuştur. Özellikle manuka (leptospermum scoparium)
balının mikroorganizmalar üzerinde yüksek etkili olduğu bildirilmektedir. Bu
bal, Yeni Zelanda’da manuka çiçekleri bakımından zengin bir bölgede üretilen
bir baldır. In vitro deneysel çalışmalarda balın kültür vasıtasına ilave
edilmesi ile bazı gram (+) ve gram (-) bakteriler (staphylococcusaureus,
streptococcus pyogenes, escherichia coli, enterobacter aerogenes, salmonella
typhimurium, salmonella enteritidis, mycobacterium phle, helicobacter pylori,
pseudomonas aeruginosa), mayalar (candida albicans, candida tropicalis, candida
parapsilosis, candida kephyr, candida glabrata), dermatofitler (pityriasis
versicolor, tinea cruris, tinea corporis ve tinea faciei) ve virüsler (herpes
simplex) üzerinde etkili olabildiği gösterilmiştir. Ancak her mikroorganizma
için etki farklı bal derişimlerinde gözlenebilen bir durumdur.
19 Aralık 2017 Salı
Nem Dengesi İçin Organik Bal
Genetik faktörler, hızlı mevsim geçişleri ve hava kirliliği sebebi
ile koruyan ciltlere nem kazandırmak için düzenli bir şekilde cildin ihtiyacı
olan bakımı yapmak gerekmektedir. Cildin sağlıklı ve de canlı bir görünüm
kazanması için nem dengesi önemlidir. Cildin nem dengesi bozulduğu zaman pul
pul dökülerek kuruyabilir veya aşırı bir yağlanma durumu görülebilir. Cilt için
yapılabilecek maskelerin ve bakım kürlerinin ana maddesini organik
bal oluşturabilmektedir. İçerisindeki
zengin değerler sebebi ile cilde gereken bakımı sağlayarak bizler için kolaylık
yaratmaktadır. Cildin kurumasının en önemli sebebi genetik faktör
olabilmektedir. Bununla beraber çevresel faktörler de cildin kuruluğunu
belirleyebilmektedir. Yaş ilerledikçe ise nem üretimi azalmaktadır. Bundan
dolayı da cilt kuruluğu kendisini göstermektedir. Toz, sigara ve stres de cildi
yıpratan etmenler olup nem dengesini de olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Cilt
bakımının en iyi sonuç veren adımlarından maskeleri cilde nem dengesi
sağlayacak ve ona bunu kazandıracak amacıyla kullanabilirsiniz. Kuru cilde
sahip bireylerin haftada bir ya da iki kez maske uygulaması gerekmektedir.
Bunun sebebi kuru cildin ihtiyacı olan nem bu maskeleri yapmaktan geçmektedir. Bu
cilt maskelerinden birisi de yoğurt maskesidir. Bir çay kaşığı yulaf kepeği,
bir çay kaşığı bal ve de bir çay kaşığı yağsız yoğurdu karıştırıp göz
çevrenisin dışında tüm yüzünüze uygulayın ve bu maskeyi 15 dakika kadar
cildinizde bekletin. Daha sonra ılık su ile durulayın ve böylece bakımınızı
yapmış olun.
18 Aralık 2017 Pazartesi
Bal Arılarında Besin Tüketimi
Bal arılarını da evcil hayvanlar listesine ekleyebiliriz. Fakat evcil hayvanları beslediğimiz gibi bal arılarını beslememiz pek mümkün değildir. Bal arıları ürettikleri organik balı kovanda depo ederler ve uçuşa çıkamadıkları soğuk mevsimlerde depo ettikleri balı tüketirler. Bal arıları ürettikleri bu balı belli oranlarda tüketirler ve bal akışı gelene kadar depolarını yetirirler. Arıcılık başladı başlayalı arılara kendi besinleri yetmeyeceği için arıcılar arı şurubu ya da arı keki ile bal akışının olmadığı zamanlarda beslenmektedir.
Bal arıları bal akışının olduğu aylarda aktif olarak çalışır kışlık besinini depo eder. Bal arılarındaki yaşam ve ölüm sirkülasyonu sürekli olarak devam eder. Bu akış hiçbir zaman durmaz. Ana arı bal akışının yoğun olduğu dönemlerde yumurtlamasını arttırır ve arı popülasyonu artış gösterir. Genç nüfus artış gösterir ve gelişme göstermektedir.
Arılar yumurtadan larva ve pupa dönemlerine kadar kovan içi hizmet veren işçi arılar tarafından beslenirler. Besin içeriğinde ilk etapta arı sütü vardır. Daha sonra değişen oranlarda arı sütü ve bal ile besleme işlemi devam eder. Besleme durumu hava koşullarına, sıcaklığa, neme göre değişkenlik gösterdiği için arıların dirençlerinde farklılıklar gözlemlenmekte bu da arılarda hastalıklara karşı direnç gösterme farklılıkları göstermektedir. Mevsimlere göre bal arılarındaki yaşam süresi değişkenlik göstermektedir. İşci arıların yaz aylarındaki ömürleri beş ila yedi hafta arasında değişkenlik göstermektedir. Kış mevsiminde ise bal arılarının ömürleri duruma göre beş ila sekiz ay kadar devam etmektedir. Yaz aylarınca fazlaca çalışan tarlacı işçi arıların ömürleri kısalmaktadır.
Etiketler:
doğal bal,
organik,
organik bal,
organik ürün
16 Aralık 2017 Cumartesi
Ballı Portakal Suyu
Sabah uykusu vazgeçmesi en zor olan uyku çeşitleri arasındadır. İnsanlar çeşitli sebeplerden dolayı sabahları çok erken kalkmak zorunda olabiliyorlar. Sabahları kendine gelmekte zorlanmanın bir sebebi geç saatte yatmış olmak, uyku kalitesinin iyi durumda olmaması ayılamamanın sebeplerine örnektir. Uyku konusunda problem yaşayan insanların gün kalitesinde de mutlaka etkilenmeler olacaktır. Gün kalitesi düşen insanlar yaptıkları ya da yapacakları işlerin de kalitesinin düşmesine sebep olacaktır. İşte size, sabah ayılamayanlara müjde niteliğinde bir tarif! Gününüz yorgun geçiyor ve siz bundan şikayetçi misiniz? Sabahları ayılamıyor musunuz? Gününüz artık ölü gibi mi? Tüm bunlara ve bu gibi kötü olaylara son. Sabah uykusunun verdiği o mahmurluğu üzerinizden atmanın elbette tek çözüm organik bal ve portakal değil fakat bu ikilinin etkisi denenmiş bir karışım olduğunun söylemekte fayda vardır. Oldukça yararlı bu ikili sadece uyku açıcı değil grip, soğuk algınlığı ve burun tıkanıklığı gibi rahatsızlıklara da birebir şifa niteliği taşımaktadır. Şimdi sizlere bu ikiliyi neye göre birbirlerine karıştıracağız ona geçelim: Bir su bardağı olacak kadar portakalın suyunu iki eşit parçaya bölerek çıkaralım. Elimizde taze sıkılmış portakal suyu olacağından bunun içerisine biraz da limon suyu koyalım. Mümkünse ikisi de taze sıkılmış olmalıdır. Bunun içerisine de 2 yemek kaşığı organik bal eklenir ve bal eriyene kadar karıştırılır. Daha sonra ise içiniz, göreceksiniz ki o sabah saflığından eser kalmayacak.
15 Aralık 2017 Cuma
Baklagil Yem Bitkleri Hakkında
Organik bal üreten bal arıları, yem
bitkilerini iki amaç doğrultusunda ziyaret etmektedirler. Bunlardan birincisi
bal özü, ikincisi ise polen toplamak içindir. Medicago sativa L. (yonca),
korunga (onobrychis sativa L.), ak üçgül (trifolium repensL.), çayır üçgülü (trifolium
pratense L.), kırmızı üçgül (trifolium incarnatum L.), taş yoncası türleri
(melilotus spp.) ve gazal boynuzu (lotuz spp.) gibi oldukça önemli baklagil yem
bitkileri arılar için çok iyi birere bal özü ve polen kaynağı oluştururlar. Bu
bitkilerin bazıları ile yapılan araştırmalarda bitkilerin bal özü yani nektar
üretimi ile bal arılarının ziyareti arasında ilişkiler olduğu saptanmıştır. Bal özü üretimini
etkileyen en önemli faktörler ise bitki tür ve çeşidi, çiçek yapısı, güneşlenme
durumu, nispi nem ve toprak verimliliğidir. Arıları cezbetmede üretilen bal özü
miktarı yanında kimyasal bileşiminin de etkili olacağı düşünülmüştür. Bal özü,
glikoz, sükroz, früktoz ve kısmen de olsa diğer bileşiklerle suyun bir
karışımıdır. Bal özünün kimyasal bileşimi ile arıların çiçekleri ziyaret etme
frekansı arasındaki ilişkileri ortaya koyan araştırma sonuçları ile çelişkili
durumdadır. Diğer
bir yandan polen üretimi arttıkça arı ziyaretinin de arttığı durumu ortaya
konulmuştur. Fakat polen üretimi ve çeşitli özellikleri (örneğin tazelik, renk,
nemlilik, yansıtıcılık, şeker ve protein içeriği gibi) ile arı ziyareti
arasında tam manası ile her daim bir ilişki bulunmadığı da ortaya
çıkarılmıştır.
14 Aralık 2017 Perşembe
Güveyi Otu Bitkisi
Güveyi otunun insanlar arasında bilinen adı mercan kökü ya da keklik otudur. Latince ismi Origanum vulgare olan keklik otunun ülkemizde bilinen seksen sekiz farklı türü kendiliğinden doğada yetişme göstermektedir. Maalesef bu bitkilerden sadece ve sadece üç tanesinde bal özü olup organik ballın üretilmesine fayda sağlamaktadır.
Güveyi otu odundu bir bitki değil otsu bir bitkidir. Otsu bir bitki olmasın rağmen çok yıllık bir bitkidir. Bu bitkinin boyu ortalama olarak otuz ila seksen santimetre arasında değişkenlik göstermektedir. Bu bitkinin çiçekleri beyaz renkli olup mayıs ayında çiçeklenmeye başlar ve çok çok uzun zaman çiçekte kalarak kasım ayında çiçeklenmesi biter. Bu bitkinin bulunduğu bölgeler kurak ve kayaç bölgelerdir. Türkeye’nin bir çok bölgesinde kendiliğinden yetişme gösteren güveyi otu Malatya, Tunceli, Sivas, Tatvan, Van, Hakkari, Gümüşhane gibi şehirlerinde çokça boy göstermektedir. Bu bitkinin kendine has bir kokusu olup balının rengi de sarı renklidir. Güveyi otundan elde edilen bal kıymetli ve kaliteli baldır.
Güve otunun çiçekleri tıpta ilaç yapımında kullanım göstermektedir. Çiçekte iken çiçekleri alınır ve kuru bir ortamda güneş görmeden kurutulur. Bitkinin çiçeğinde C vitamini oldukça fazla mevcuttur. Bitkinin muhteviyatında ayrıca flovonoidler, %1 oranında ester yağlar bulunmaktadır. Bitkinin yaprakları yemeklerde baharat olarak kullanılabilir. Aynı zamanda yaprakları bira ve konserve yapımında ekstra olarak kullanım görmektedir. Kozmetik sanayisinde kullanıldığı gibi parfümeri sanayisinde, evlerde çay olarak içilebilen bir bitkidir. Mide ve soğuk algınlığına iyi geldiği de söylenenlerin arasındadır.
13 Aralık 2017 Çarşamba
Anason Bitkisi
Türkiye’de anason bitkisinin bilinen yedi türü nektar akışı sağlamaktadır. Anason bitkisinin latince ismi Pimpinella rhodantha olarak bilinmektedir. Anason bitkisi çok yıllık bir bitki olup çok lezzetli organik balı olur. Bu bitkinin boyu genellikle otuz ila altmış santimetre arasındadır. Genellikle 700 ila 2200 metre yükseklikte yetişme göstermektedir. Anason bitkisinin çiçekleri pembe renklidir. Görünümü de oldukça güzeldir. Anason bitkisi temmuz ayında çiçek açar ve ağustos ayının sonuna kadar çiçekte kalır.
Türkiye’de Amasya, Gümüşhane, Erzurum, Çoruh, Trabzon, Erzincan, Kars illerimizde çoğunlukta görülür. Tadı ve koku oldukça güzel olan bu balın kokusunda anason kokusu olmaz. Bu sebep ile gönül rahatlığıyla anason balı yenilebilir.
Anason bitkisinin çayının oldukça şifalı olduğu bilinmektedir. Sindirim sistemine yardımcı olan bu bitkinin çayı aynı zamanda uykusuzluğa, bağırsaklardaki gazın giderilmesine, mide deki hazımsızlığın azalmasına kadar etkilidir.
Ağız içi yaralarına iyi gelen anason balını 500 mililitre suyun içerisine 50 gram bal katılarak gargara usulü kullanılabilir. Aynı zamanda anason ballı su ile gargara yapıldığında ağızdaki kötü kokuların giderilmesine de yardımcı olur.
Anneler sütlerini fazlalaştırmak için yarım kilo balın içerisine yirmi gram susam ve on gram anason bitkisini homojen şekilde karıştırıp bir karışım yaparlar ve günde üç defa yerler ise sütlerinde artış gözlemlenir.
Son olarak da cilt lekerini gidermek için yine bu karışımı kullanabilirsiniz. Suyun içerisinde kaynatılan anason bitkisinin tohumları suyun içerisinden alınıp her gün düzenli olarak cilde sürülerek lekelerden kurtulunur.
12 Aralık 2017 Salı
Çakırotu ve Taş Yoncası Bitkisi
Çakır otu bitkisinin Türkiye’de yetişen bilinen elliye yakın türü bulunmaktadır. Latince ismi Eryngium giganteum olan bu bitkinin çiçeğinden alınan nektar özü ile organik ballar elde edilir. Boğa dikeni olarak da bilinen bu bitki türü genellikle ormanın açık bölgelerinde, çalılık ve taşlık alanlarda kendini göstermektedir. Bu bitkinin boğa dikeni olarak adlandırılmasının sebebi dikenli bir bitki olmasından kaynaklanıyor olup dikeni sebebi ile arıcıların çok da yararlanabileceği bir şey yoktur. Bu bitkiye uçuş sağlayan arıların bitkinin üzerindeki dikeni sebebiyle bacaklarında ve kanatlarında kopmalar gerçekleşmektedir. Ülkemizin bir çok ilinde kendini gösteren bu bitki Zonguldak, Bolu, Amasya, Kastamonu, Ordu, Rize, Çoruh ve Kars’ta kendini gösteren bu bitki temmuz aylarının başında çiçek açar ve eylül ayının ortalarına kadar çiçekte kalır. Bu bitkinin balı koyu kahve rengi olup tadı ise biraz buruktur.
Taş yoncası bitkisine değinmek gerekir ise Türkiye’de on altı bilinen türü mevcuttur. Latince ismi Melilotus officinalis olan bu bitkinin uzunluğu otuz ila yüz santimetre arasındadır. Genellikle tarla ve yol kenarlarında boy göstermektedir. Ülkemizde taş yoncası hayvan yemi olarak da kullanılmaktadır. Taş yoncasının çiçekleri açık sarı renkte olup oldukça güzel kokuludur. Haziran ayında çiçeklenmeye başlar ekim ayının sonlarına kadar çiçekte kalır. Bu kadar uzun süre çiçekte kalması arıcılık açısından oldukça verimli olduğunu gösterir. Taş yoncası bitkisi İstanbul, Çanakkale, Adana, Gaziantep, Elazığ, Bitlis, Konya, Hakkari şehirlerimizde kendiliğinden doğal olarak yetişmektedir.
Taş yoncası balı açık sarımsı renktedir ve balın tadı oldukça lezizdir. Bu balın kokusunun tarçına benzediğini söylerler.
11 Aralık 2017 Pazartesi
Biyolojik Zenginlik Bombus Arıları
Bombus olarak adlandırılan organik bal üreticisi olan bir arı çeşidi ülkemizde var olmaktadır. Fakat bu bal arısı türünün popülasyonu ülkemiz üzerinde giderek azalmaya başlamıştır. Atatürk Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre ise doğal dengenin sahip olduğu düzen giderek dengesini yitirmektedir. Bu dengenin bozulmasından bal arıları da oldukça fazla etkilenmektedir. Bazı türler varlığını yitirmekte bazıları ise tükenmek üzere olan türler arasında yerini almaktadır. Geçtiğimiz yıllarda bu bal arısı çeşidinin sayısında büyük azalma olduğu kayıtlara geçirilmiştir. Ülkemize göre daha gelişmiş pek çok ülkede Bombus arılarını özel olarak korunmaya alındığı bilinmektedir. Özellikle sera ortamında bitki tozlaşmasını sağlaması için özel olarak kullanılmaktadır. Önemli bir bal arısı cinsi olan Bombus arılarının azalmasının bir sebebi olarak da özellikle geçtiğimiz- yılda bu özel arı türünün yaygın olduğu Ege Bölgesi’nden para ödenerek özel bir toplama işlemi gerçekleştirilmiştir. Bu toplanan bal arıları pek çok Avrupa ülkesine kaçırılmıştır. Halbuki o yıllara göre ülkemizde bulunan bitki ve özel hayvan türlerinin ülke dışına çıkarılması yani kaçırılması 2872 sayılı Çevre Kanunu’na oldukça aykırı bir durumdur. Yani bu türü kaçırarak bir suç işlenmiştir. Bombus arılarının ülkeden çıkarılması ile oluşan sayıda azalma bitkilerin tozlaşması açısından oldukça önemli bir olay olmuştur. Çünkü bitkilerde tozlaşma eksikliğine sebep olduğu bildirilmektedir. Bu tozlaşma eksikliği nedeniyle verim düşüklüğü olduğu kayıtlara geçirilmiştir.
9 Aralık 2017 Cumartesi
Karakteristik Bir Besin Propolis
Arı ürünlerinin birçok faydasının olduğu bilinmekte ve çeşitli
araştırmalar ile bu faydalar ispatlanmıştır. Bal, arı sütü, polen ve sıvı
propolis gibi arı ürünleri her geçen gün daha
çok değer görmektedir. Hipokrat’ın yara tedavisi ve ülserlerde, Plinus’un yangı
giderici, yaraları iyileştirici, ağrı kesici, İnka yerlilerin de ateş düşürücü
olarak propolis arı ürününü kullandığı kayıtlarda bulunmaktadır. Propolisin 12.
yüzyıl kayıtlarında ise oral yangı ve çürüklerde kullanıldığı bilgisi de
bulunmaktadır.Yüzlerce yıldır insanlar tarafından birçok amaç için yararlanılan
propolise, bilim dünyasında özellikle de son o yılda giderek artan bir ilgi
bulunmaktadır. Nitekim propolis ile ilgili bilimsel araştırmaların %81’inin
2000 yılından sonra yayımlanmış olması, bu artan ilginin bir göstergesi olarak
kabul edilir. Soğuk algınlığı ve nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının
önlenmesinde ve tedavilerinde, yanıklarda ve yaralarda, uçuk, akne ve genital
herpes enfeksiyonları ve nörodermatit gibi dermatolojik sorunlarda ve kozmetik
amaçlarla kullanılmak üzere formüle edilen şurup, kapsül, boğaz pastili, sprey,
krem ve de losyon preparatları pazarlanma durumundadır. Bunun yanı sıra ayrıca
diş çürümelerinin önlenmesi, jinjivit ve stomatit gibi oral enfeksiyonların
tedavisinde kullanılan diş macunu ve gargara biçiminde preparatları
bulunmaktadır.Propolis, karakteristik bir kokuya sahiptir. Genellikle koyu
kahverengi renkli kütle olmasına karşılık, rengi elde edildiği kaynaklara göre
de değişiklik gösterebilmektedir. Örneğin sarı, kırmızı, yeşil, şeffaf gibi bir
renk de olabilmektedir.
8 Aralık 2017 Cuma
Ballı Bitkilerden Dam Koruğu, Yavşan Otu ve Kabak
Organik
balın nektar yoğunluğu bölgedeki bitki örtüsüne ve arının yararlandığı
çiçeklere göre değişkenlik göstermektedir. Ballı bitkiler arasında sam koruğu
(sedum spp.) bulunmaktadır. Bu genusa ait bitkiler tek yıllık, iki yıllık ya da
çok yıllıktır ve Türkiye’de yaklaşık olarak 95 türü doğal olarak yetişmektedir.
Bir araştırmacıya göre dam koruğu bitkisi yoncadan sonra gelen en önemli
nektarlı bitkilerden birsidir fakat bu genusun değeri bugüne dek tam olarak
anlaşılamamıştır. Ballı bitkiler arasında yavşan otu (veronica spp.) da
bulunmaktadır. Bu genusun ise yaklaşık 150 türü ülkemizde doğal olarak
yetişmektedir. Yurt dışında veronica türleri kültüre alınmıştır ve süs bitkisi
olarak pazarlanmaktadır. Veronica türlerinde rastlanan nektar miktarı oldukça
az düzeydedir. Fakat çiçeklenme süresinin uzun olması sebebi ile arıların
doğada nektar bulamadığı sıralarda bitki arıcılık açısından önem kazanmaktadır.
Diğer ballı bitki ise kabaktır (cucurbita spp.). Kabağın ana vatanı Güney
Amerika’nın tropik iklim kuşağıdır. Kabağın Türkiye’de bilinen 4 türü ve de
birçok varyetesi vardır. Kabağın hem meyvesinden hem de tohumlarından
faydalanılmaktadır. Bu sebeple de geniş alanlarda ekimi yapılmaktadır.
Meyvesinin büyüklüğü 100 gramdan 50 kiloya kadar çıkabilmektedir. Kabağın erkek
çiçeği ayrı, dişi çiçeği ayrıdır. Her ikisi de sarı renkte olup dikkat
çekicidir. Her iki tip çiçekte de nektar bulunmaktadır fakat erkek çiçeklerden
arı polen de toplamaktadır. Kabağın erkek çiçeği üç anterlidir ve polenleri
oldukça büyüktür.
7 Aralık 2017 Perşembe
Salgı Balı Oluşumda Rolü Olan Böcekler
Organik balın birçok
çeşidi bulunmaktadır ve çiçek balı ve salgı balı olarak ikiye
ayrılabilmektedir. Salgı balının oluşumunda rol oynayan bazı böcekler ve
bitkiler bulunmaktadır. Kimi böcekler sokucu- emici ağız parçaları sayesinde,
bitkisel dokulardan bitki özsuyunu doğrudan doğruya almak için yeteneklidirler.
Bu böcekler emdikleri bitki özsuyunu kimyasal olarak değiştirdikten sonra
kendilerine çok gelen kısmını şeker tadında bir sıvı olarak vücuttan dışarı
atarlar. İşte bu madde, salgı balının ana maddesi olan sıvıdır.Salgı balının
başlıca kaynakları ise çam, ladin, köknar, ardıç ve servi gibi kozalaklı
ağaçlardır. Yapraklılar içinde ise meşe, kayın ve nadir de olarak ıhlamur ve
akçaağaç önemli orman topluluklarını oluşturmaktadırlar. Bu orman
topluluklarında da özellikle belirli bölgelerde salgı balı elde
edilebilmektedir. Sıcaklığın ve nemliliğin uygun koşullarda olduğu bölgelerde,
bu ağaç üzerinde koloniler halinde yaşam süren ve gözlenmesi çok zor olan böcek
toplulukları bulunmaktadır. Salgı balının üreticisi olan bu böceklerim tümü
hemostera takımındandır. Bu takım ise 32.000 civarlarında türü kapsamakta olup
kendi içinde ise beş alt takıma ayrılmaktadır. Bunlardan başlıca üçüne ait kimi
böcek türleri salgı balı üreticisi olarak dikkati üzerlerine çekmektedir. Bunlar
ise Coccinea, Aphidinea ve Psyllinea alt takımlarıdır. Yapılan
araştırmalarda hemen hemen salgı balı üreten 89 tür tespit edilmiştir. Bunların
yedisi psyllid, on biri koşnil ve yetmiş biri de yaprak bitleridir. Bu göre
yaprak bitlerinin salgı balı üretiminde oldukça önemli bir rolü vardır.
6 Aralık 2017 Çarşamba
Bal Üzerine Doğru Bilinen Yanlışlar
Organik bal üzerine çok fazla sayıda doğru olarak bilinen yani şehir efsaneleri mevcuttur. Bu şehir efsanelerine örnek verecek olursak örneğin balın çay içerisine atıldığında bozulduğu söylenir fakat pek çok yapılmış çalışmada çok farklı türlerde çay türü demlenip bunlar üzerinde denemeler yapılmıştır. Çayın sıcaklığı 70-80 dereceye kadar indiğinde çayın içerisine bal koyulmuştur. Bu işlem ile bal içerisindeki antioksidan etkisi ölçülmüştür. Yeşil çay içerisine bal koyulduğu zaman bal içerisindeki ve yeşil çaydaki antioksidan oranı yükseldiği için ki beyaz çayda bile etkisinin 4 kata kadar arttığı deneylerle kanıtlanmıştır. Ihlamurda ise antioksidan oranının etkisini 58 katına kadar artırmaktadır. Bir diğer efsane ise de bala metal kaşık sokulmaması ve metal kaşık ile tüketim yapılmaması. Şu bir gerçektir ki tahta kaşık üzerindeki mikropları korur. Tahta kaşıkta bulunan mikroplar hava ile karıştığında ise mikroplar gelir ve bal içerisine koyulduğunda da bal enfekte olmaktadır. Bal kontrol edilirken de genellikle çelik kaşıklar kullanılmaktadır. Bir diğer çalışma olarak ise kahve çerisine bal koyulmuştur. Özellikler filtre kahve içerisine koyulduğunda antioksidan miktarı- oranının arttığı görülmektedir. Yapılan araştırmanın bir sonucu olarak da insanın bir günlük ihtiyacı olan antioksidan ve aminoasit miktarına bal sahiptir. Ve bal, polen ile karıştırılıp tüketildiğinde oldukça sağlıklı bir ömrün kapılarının anahtarıdır. Uzun ömürlü insanların bir çoğunun da arı poleni ve bal karışımından tükettikleri bilinmektedir
5 Aralık 2017 Salı
Bal Hasadı
Organik bal, çiçeklerde ve bitkilerde bulunan nektarın yani bal özünün ve kimi bitki usarelerinin ya da bitkiler üzerinde yaşam süren bazı böceklerin salgılarından oluşan tatlı maddelerin arılar tarafından kovanlara taşınıp depolanması ile meydana gelen üründür. Taşıma ve depolama işlemleri süresince bu tatlı maddelere arıların bünyesinde çeşitli birtakım işlemler sonucunda bal özelliği, niteliği kazandırılmaktadır.
Çeşitli işlemler ile bal niteliği kazandırılan nektarın bu olayına balın olgunlaşması denebilir. Bal özü kaynağından olgunlaşmamış bal, su ve şeker karışımı olarak alınır ve kolonide bunun suyunun bir kısmı uçurularak depolanır. Depolama işlemi petek gözlerinde yapılır ve bu gözlerin üzeri bal mumu ile sırlanarak balın dış ortam ile ilişkisi kesilir. Tam sırlanmış ya da ¾’ü sırlanmış balların kovandan alınma zamanı gelmiştir. Süzme bal yapılacak ise sırlar, sır tarağı ya da sır bıçağı ile alınarak santrfüjlenir. Petekli bal olarak tüketilecek ballarda ise peteklerin tamamının sırlanması esas alınmalıdır. Ayrıca peteğin görünüşünün iyi olması gerekmektedir. Koyu renkli petekler, kalın temel petek bulunan çerçeveler, petekli bal olarak ayrılmamalıdır. Petekli bal üretimi için özel yöntem kullanılması gerekmektedir.
Bal hasadında, gezginci arıcılık yapanların arılarının yerlerini değiştirmeden önce ballarını hasat etmeleri, balların birbirine karışmaması ve arıların rahat bir şekilde nakli için önem taşımaktadır. Bal hasadı, nektar akımının azalmaya başladığı günlerde yapılmalıdır. Aksi halde fazla yağmacılık sebebiyle bal hasadı zorlaşacaktır.
4 Aralık 2017 Pazartesi
Tarihte Bal ve Arı
Genellikle akla gelen ilk kullanımı ekmeğe sürülmek olan organik bal ve diğer arı ürünleri, aslında gayretli büyük bir emeğin ve uğraşın sonucunda oluşmaktadır. Minik canlı arıların aleminde her kovanda adeta bir toplumsal kast sistemi hüküm sürmektedir. İşçi arılar ve kraliçe arı arasında genetik bir farklılaşma mevcut değildir. Yalnızca arı sütü olan gözlerde yetişen arı ‘’kraliçe arı’’ olabilmektedir ve diğer binlercesi de işçi arı olarak kısa yaşamları boyunca sürekli olarak kovanın yaşamı için çalışırlar.
Arıların sahip oldukları yaşam biçimi, tarih boyunca insanların dikkatini çekmiştir ve bu stilleri hayranlık uyandırmıştır. Örneğin 500 yıl önceki arkeolojik kayıtlarda ve çeşitli duvar tasvirlerinde kovanı yöneten kraliçe arının ana tanrıça olarak gösterildiğini, biçimlendirildiği izlerine ulaşmaktayız. MÖ 4500-2500 yılları arasında hüküm süren Mezopotamya uygarlıklarından birisi olan Sümerler ’den kalan taş anıtlarda, arı rahibelerin, ana tanrıça olarak kabul ettikleri kraliçe arıya tapınması tasvir edilmektedir. Sümer hekimleri, doktorları ise balı eşsiz bir ilaç olarak kabul etmekteydi. Apiterapinin ise ilk olarak Sümerler tarafından uygulamaya geçildiği ve propolis, polen ve arı sütünün tedavide kullanıldığı fikri de bulunmaktadır ve düşünülmektedir.
Eski Mısırlılar da tıpkı Sümerliler gibi arıya değer vermekteydiler. Mitolojide yeri üretkenliğin sembolü olan Mısır tanrıçası ‘’Neith’’ bir kraliçe arıdır. Firavunlar hanedanının kurucusu olan Kral Menes, arılar gibi kutsal bir hanedanın kurucusu olduğu için ‘’arı yetiştiricisi’’ olarak isimlendirilmekteydi.
Etiketler:
doğal bal,
organik,
organik bal,
organik ürün
2 Aralık 2017 Cumartesi
Ballı Bitkilerden Uyuz Otu ve Köpek Dili
Organik balın elde edildiği bitkiler arasında köpek dili (cynoglossum glochidiatum) bulunmaktadır. Bu genusun otuz türü ülkemizde doğal olarak yetişmektedir. Köpek dili tek yıllık bir bitkidir ve boyu 50-60 cm arasında değişkenlik göstermektedir. Bu bitkinin yaprakları ise tüylüdür. Çiçekleri açık eflatun rengindedir. Bu genusun yaprak ve kökleri yara tedavisinde kullanılmaktadır.
Köpek dili bitkisi ülkemizde Çoruh, Borçka ve Hopa yörelerinde doğal olarak yetişmektedir. Çiçeklenme dönemi ise ağustos ayıdır. İyi bir bal bitkisi olarak tanımlanan köpek dilinin bir dönümünden 10-20 kilo kadar bal alınabilmektedir. Balı da açık sarı renkte ve kıvamlı olup kristalleşmesi ise çabuktur. Ülkemizde üne kavuşmuş olan Anzer balında yapılan polen analizlerinde bu bitki polenlerine dominant miktarda rastlanmıştır. Ayrıca köpek dili polenini maksimum miktarda içeren ballarda yapılan anti mikrobik çalışmada bu balların Shigella ve Proteusa karşı etkili olduğu birtakım araştırmacılar tarafından ortaya konulmuştur.
Organik balın arıların tarafından nektar toplanarak elde edildiğini bilmekteyiz. Arıların faydalandığı ballı bitkiler arasında uyuz otu (scabiosa causacica) da bulunmaktadır. Çok yıllık bir bitki olan uyuz otunun boyu 30 ila 45 santim arasında değişebilmektedir. Çiçekleri ise açık eflatun renginde olup çok güzeldir. Kars, Trabzon, Ardahan ve Gümüşhane’de doğal olarak yetişmektedir. Bu bitkinin çiçeklenme dönemi ise temmuz ve ağustos ayları arasındadır. Uyuz otunun balı da açık sarı renkte olup kristalleşmesi çabuktur.
1 Aralık 2017 Cuma
Ballı Bitkilerden Anason ve Saka Dikeni
Organik bal doğal bir ürün olarak bizlere çeşitli faydalar sağlamaktadır. Bu sağladığı faydalar ise içerisindeki zengin maddelerden karşılanmaktadır ve nektar yoğunluğuna göre de değişkenlik gösterebilmektedir. Arılar, şifa dolu balı elde etmek için bitki nektarlarını toplayarak onları dönüştürürler. Nektarları yani bal özlerini değişime uğratarak kovanlarında depolayıp olgunlaşmasını bekleyerek bal ürününü meydana getirirler.
Arıların nektar sağladığı ballı bitkiler arasında anason (pimpinella rhodantha) bitkisi bulunmaktadır. Bu familyanın yedi türü nektarlı olarak bilinmektedir. Bu türler arasında pimpinellann önemli bir yeri vardır. Anason bitkisi çok yıllıktır ve boyu 25-60 santim arasında değişmektedir. Ayrıca 600-2150 metreler arasındaki yükseklikte yetişebilmektedir. Pimpinella çiçekleri pembe renkte olup çok da güzeldir. Anasonun çiçeklenme dönemi ise temmuz ayında başlayıp ağustos ayının sonuna kadar sürmektedir. Ülkemizde Amasya, Trabzon, Gümüşhane, Erzurum, Giresun, Çoruh, Erzincan ve Kars şehirlerinde doğal olarak bulunmaktadır. Pimpinella balının rengi açık sarıdır ve bu balın tadı ve kokusu oldukça güzeldir.
Organik balın elde edildiği diğer ballı bitkiler arasında saka dikeni (carduus adpressus) bulunmaktadır. Carduss halk arasında kangal ya da deve dikeni olarak bilinmektedir. Bu genusun 84 türü ülkemizde doğal olarak bulunmaktadır. Bunlardan yaklaşık üç tür nektarlıdır. Saka dikeni çok yıllık olup boyu da 20-100 santim arasında değişmektedir. Yaprak ve gövdesi dikeler ile kaplıdır. Saka dikeninin çiçekleri ise hoş bir kokuya sahiptir ve oldukça gösterişlidir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)